Ufuk CENGİZ


Boşunaydı kalmanı istemeler
Dualar sahiplenmeler
Sen cennet çocuğuydun
Yanındaydı melekler
Bir eşsiz gülücükle
Veda ettin dev çocuk


    Bir eşsiz gülüşle bıraktın beni Ufuğum, 13.10.1993’te doğduğunda Rabbim ikinci kez bana anneliği tattırmış, Uğurcan abin ile sana iyi bir anne olmaya çalıştım.
    Seninle yalnızca 10 yıl beraberdik, Rabbim yanına çağırdı emir büyük yerden itiraz şansımız yok.
    Yavrumun yıllardır başağrısı şikayetleri vardı, onlarca kez hastahaneye götürmeme rağmen sinüzüt teşhisi konup, ilaç veriyorlar ve geçici iyileşmeler oluyordu. 18 Ocak akşamı dayasının evine gittik. Kuzeni Zeynep ile oyunlar oynadılar fakat yavrum da bir durgunluk vardı, geldi yanıma oturup dalgın-dalgın yüzüme baktı ve ne olur evimize gidelim dedi. Elimi bir an olsun bırakmıyordu, yolda eve geldiğimizde başının çok ağrıdığını söyledikten bir süre sonra yavrum bayıldı ve hastahaneye götürdük hemen ameliyat edilen yavrum komaya girdi. Yavrumun beyninde tümör varmış meğerse...
    Yavrumda hep bir güzellik ve başkalık vardı. Yazları Kur’an kursuna gidiyor, duaları büyük bir zevk ile öğreniyordu kara gözlü güzel yüzlü yavrum Demekki Cennet için seçilmiş, canım kuzum hep kelebekleri ve kuşları tutmak için çırpınır dururdu. Hastalanmadan bir gün önce hava çok soğuktu camdan dışarı bakıyordu ve bana dönüp anneciğim bu havada kuşlar yem bulamazlar, biz yem koyalım dedi, bir pideyi ıslatıp balkona koyduk ve bir süre sonra camdan bakıp yaşasın yemişler deyip çok neşelenmişti. O günü hiç unutamıyorum ben de şimdi her sabah kuşları doyuruyorum.
    10 gün komada kalan yavrumu kaybetmiştim. Canımın vefatı beni hayattan kopartmıştı ve eşimden ayrı olduğum için çalışmak zorunda olmama rağmen işe gidemedim. Uyuşturucu ilaçlar ve bira ile beynimi uyuşturup tek kelime ile dağıtmış bir haldeyken, Perihan hanımın kitabı elime geçti. Okudukça gönlüm açıldı, ferahladı yavrum yalnızca fiziksel olarak yanımda değilmiş.
    Daha sonra Perihan hanıma ulaştım ve bana değişik kitap ve gazetelerden fotokopi yaptırdığı yazıları ve hazırladığı kasetleri verdi ve diğer anneler ile tanıştırdı. Hayatımda büyük değişiklikler oldu, kısa bir süre sonra namaza başladım, başımı kapatmaya karar verdim fakat bunu yapmaya gücüm yoktu, bunu Perihan hanıma ilettiğimde beni bir mağazaya gönderdi, başım açık girdiğim mağazadan kapalı olarak çıktım ve içimde inanılmaz bir huzur duymaya başladım.
    Kendimi dağıttığım günlerde yavrumu rüyamda her görüşümde suratı asık ve benimle konuşmuyordu, o gece yavrum rüyama girdi o kadar neşeli ve mutluydu ki anlatamam. Fakat dokuz ay sonra ne yazık ki başımı açmak zorunda kaldım. Çünkü çalışmak zorundaydım ve başım kapalı olduğu için kimse iş vermedi.
    Perihan hanım bana bir yazı vermişti orada bir babanın mezarlıkta yaşadığı bir mucize vardı. Yavrusunun mezarının başında ağlarken, mezardan nur şeklindee ışıklar yayılmış bu onu çok rahatlatmış.
    Uyurken Ufuğumda kabrinde mutludur inşallah diye düşünüp ağladım o sırada uyumuşum, gece birisi sanki kanepeyi sarsarak beni uyandırdı, tam karşımda yavrumun resimlerinin bulunduğu dolap vardı. Yavrumun resimlerinden sıcaklık ve rengarenk ışıklar yayılıyordu.
Yavrum karanlıkta - soğukta ne yapıyor sorularına cevap buldukça rahatlıyorum, canımın içi rüyalarımda ben ölmedimki diyor, günler geçip gidiyor, zaman unutmayı değil acıyla yaşamayı öğretiyordu. Diğer yavrum Uğurcan için yaşamak zorundaydım tüm hayalim ve umudum Ufuğumla öbür alemde birlikte olmak.
    Yavrumun sınıf arkadaşları ve öğretmeninin getirdiği sıcacık çocuk kalplerinin yazdığı şiirleri ve mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum. Riya ve yalanın çepeçevre sardığı biz büyüklerin dünyasına biraz ışık tutar inşallah.
                                                                                                                                                                            Arzu IŞIK


U F U K
Sen hem yerde, hem gökte
Yaşıyorsun bizimle
Seni herkes, ama herkes seviyor
Biliyormusun Ufuk?
Sen benim yanımdasın
Seni görüyorum
Senin ruhun burdaymış gibi
Bunu anla
Ufuk bizi unutma lütfen
4/D arkadaşın Kudret


    Ufuk seni çok özleyeceğim, ama ben şunu anlamıyorum gençken niye öldün, niye büyümedin, çalışkandın, sen ölsende, ölmesende hep kalbimde yaşayacakrsın.
    Kalbimize şunları sokarız duygularımızı ve ölenleri en önemlisi sensin. Ben iki dağ arasında bir derede kaldım. Çünkü karneye sevinsem sen ne olacaksın, sana üzülüyorum o zamanda karne ne olacak?


Ufuk seni çok özleyeceğim.
Seni karanlığa yazdık
Gün doğdu silindi
Seni göklere yazdık
Yağmurlar yağdı silindi
Seni denize yazdık
Dalgalar geldi silindi
Seni kalbimize yazdık
SİLİNMEYECEKSİN
Sultan - Melike

UYKU
Bana çiçek gönderme
Bir kuş ağacı gönder
Dallarında gezinsin
Kül rengi güvercinler
Konsunlar yastığıma
Uyutmak için beni
Sırtlarında kuş tüyü
Gagalarında ninni

Kaldırıp yatağımı
Uçursunlar göklere
Kendimi yıldızlarda
Bulayım birden bire

Bana çiçek gönderme
Bir kuş ağacı gönder
Alnıma dokunanlar
İyileşmiş desinler
Sevgilerim güzel arkadaşım, biz seni unutmadık sen de bizi unutma.