KUŞLAR TAKVİME BAKIP GÖÇMEZ GÖÇ VAKTİ GELİNCE GİDEN GİTTİ
 

 
ÖNSÖZ

      Bu kitap, canım oğlum Murat'ımın bir seher vakti, yıldız misali avuçlarımdan kayıp, gökyüzünde göçmen bir kuş olduğu zaman yaşadığım büyük acıları hafifletebilmek, sığındığım limanlarda yaşadıklarımı ve tanıdığım acılı yürekduygularını aktarabilmek, sevdiklerimizi ebedileştirmek ve bu acıyı yaşayan ve yaşayacak olanlara da acılar karşısında bir nebze olsun teselli kapılarını açabilmek için yazıldı.

     "Müşterek felaketlerin ızdırabı azdır" sözünün ne kadar yerinde söylendiğini bizler yaşayarak öğrendik. Hayat geriye adım atmıyor dün ile ilgilenmiyor. Geçmişin dönülmeyecek kadar uzak olduğunu yaşadık ve öğrendik. Yavrumu kaybettikten sonra, mezar ötesinde neler var, neden, niçin soruları beynimi kemiriyor, bu soruların cevaplarını bulabileceğim kitaplar arıyor, aldığım onlarca kitap içinde gönlümü ferahlatacak şeyleri bulamıyordum. Yavrumu kaybettiğimde hayatım adeta felce uğramış, yaşama umudumu kaybetmiştim. O'nun toprak altında, o karanlık ve soğuk yerde yatması içimi kemiriyor, yaşadığım büyük acılar bana tüm teselli kapılarını kapatıyordu. Ölümü anlatan kitaplar beni teselli etmiyordu. Kafamdaki soruların cevaplarına ulaşamıyor, kalbim mutmain olmuyor, içimdeki acı bir türlü dinmiyordu.
       Başsağlığına gelen insanlar beni anlamıyor, onlardan rahatsız oluyordum. Hayatımın en sıkıntılı bu döneminde bir arayış içine girmiştim. Her derdin Tabibi olan Sahibime, Rabbime sığındım. Keder dolu yüreğime sabır tohumları ekmesi, bana teselli kapıları açması için dualar ettim. Tabii ki merhametlilerin en merhametlisi Rabbim benim dualarıma cevap verdi. Çünkü benim buna daha fazla tahammül edemeyeceğimi görüyordu. Bizi bizden iyi bilen Yaradan elbette kulunu yalnız bırakmazdı. Vesileler, sebepler kıldı yoluma, güzel yolcular çıkarttı, yüreğim ışıdı, kalbimde kelebekler uçuşmaya başladı....

        Döktüğüm gözyaşları artık ızdırabın değil rahmetin yaşlarıydı... Yavrumun asıl yurdunda, asıl olması gereken yerde ebedi diyarda, kalınacak en güzel yerde olduğunu öğrendim. Bulduğum güzellikler benimle sınırlı kalmasın istedim, çünkü yavrum bana gönderdiği mesajlar ile anne durma güzelliklerin yolu burada diyordu.

        Bu kitap, birileri ağlasın, birileri merhamet etsin, acısın diye yazılmadı. Çünkü onlar acınacak yerde değil, merhametlilerin merhametlisi yüce Rabbimin katındalar. Bu kitap, özel vasıflar ile donatılmış, özel insanların yaşamları ve ölümlerini içermektedir. Yaşanmış hikayelerde görüleceği gibi, ölümün aslında insanlara hiç uzak olmadığını, aksine ne kadar yakın olduğunu anlamak, anlatmaya çalışmak için yazıldı.

      "Mevla neylerse güzel eyler. Ben Muratımı kaybettim ama O'nun bana binlerce Murat kazandırdığına inanıyorum. Ölümüyle binlerce Murat'ın ve yakınlarının yüzünü güldürdü. 14 yaşında bunları yaptı. O'nun ölümüyle yaptığını kaç yetişkin yaşarken yapıyor. Mevla neylerse güzel eyler, ben ve benim gibi anneler ve babalar yavrularımızı genç yaşlarda kaybetmeseydik belki yaralı yüreklere merhem olmayacaktık. Yavrumun ölümüyle yaptıkları yaşayan her kula nasip olmaz. Bu kitabın yazılış gayesinde bile bu amacı gütmekteyiz; bir yandan yaralı yüreklerin acılarını paylaşırken, diğer yandan, yavrularının belki son günlerinde arzularını yerine getiremeyen yoksul acılı yüreklere maddi destek sağlamak için de bu kitabın yazılması çok önemliydi... Bizler artık Yunusun dediği gibi "Haktan gelen şerbeti içtik elhamdülillah" diyebiliyoruz.

     Kitabımızın içeriğinde; ölümle ilgili Kur'an-ı Kerim'den ayetler ve Peygamber Efendimizin (SAV) hadisleri ile, aynı acıyı yaşayan, acılı yüreklerin mektupları yer almaktadır.

      İnşallah bu kitap sizlerin de kolaylıkları olur

                                                                                                                                                                                                                                Perihan USTA

 

 
 
"ANLATAMADIĞIM HİKAYEMİN KIRIKLARI, GÖZBEBEKLERİME HAPSOLDU"