"Bir mahallede birisi açlık sebebiyle ölürse, o mahallenin hepsi onun katili sayılır"

 

 

DENİZ FENERİ
 
        Yaklaşık dört yıl kadar önce farkına varmıştım bu dramın. Medyaya da yansımıştı bir yönüyle. Sami Ulus Çocuk Hastanesinin önünde bekleşen kalabalıklar, kışın dondurucu ayazında kendi imkanlarıyla hastane bahçesinde oluşturdukları naylon çadırlar içinde barınan ama asla ısınmayan, sıcak bir yudum çaya ve çorbaya hasret, gurbetten gelen hasta yakınları. Kimi Ağrı'dan gelmiş kimi Konya'dan kimisi Kars'tan şehrimize konuk olmuşlar yurdun dört bir yanından. Onları misafir edinme derdine düşenlerde vardı elbette. O manzaraya şahit olup da duyarsız kalmak mümkün mü vicdan sahipleri için? Akşam üzerileri yaptıkları pidelerle, evlerinde pişirip getirdikleri yemek tencereleriyle o mekanda hiç olmazsa bir öğün sıcak yemek imkanı sunmaya çalışanlar.

       Perihan Hanımı da o zaman diliminde tanımıştım. Hastane bahçesindeki her hasta yakınını tanımaya çalışıyor, onlarla sanki yakın akrabalarıymış gibi ilgileniyordu. Gayretini, fedakarlığını görmezlikten gelmek mümkün değildi. Bir anlamda bu dramı bize o haber vermişti. İşin iç yakan burkuntusunu onun sayesinde fark etmiştik. O civarda evler kiralayıp misafir etsek nasıl olur, yemek problemini nasıl çözebiliriz soruları gündemimizi oluşturdu. Yoğun aramalardan sonra, hastane yetkilileri ile uzun görüşmelerden sonra Altındağ Belediyesine ait bir sosyal tesisin orada olduğunu öğrendik. Dönemin başkanı Ziya Kahraman ve başkan vekili Ferhat Bey anlattıklarımıza duyarlı davranarak tesisin derneğimize kiralanması konusunda teşvik ve yardımcı oldular.

       Bir takım takviye ve değişiklikle aş evimiz ve bünyesinde misafirhanemiz hizmete açıldı. Halen her gün hasta yakınlarına sıcak yemek ve çay servisimiz devam etmektedir. Yirmi iki kişilik kapasitesi olan misafirhanemiz devamlı sıcak suyu bulunan doğalgazlı ve konforlu yapısıyla hizmet vermektedir. Emeği geçen, vesile olan ve hayırlarıyla bu hizmetin devamını sağlayan herkese teşekkürler.
 
                                                                                                                         Kader GÜNGÖR

 

 

DENİZ FENERİ ANKARA ŞUBESİ AŞ EVİ VE MİSAFİRHANESİ
 
       Deniz fenerinin gönüllülerinin bağışları ile yapılan ve ayakta tutulan aş evi ve misafirhanesi taşradan tedavi için gelen hasta ve yakınlarına hizmet vermektedir. Allah(c.c) bu hizmeti sunanlardan ve ayakta tutanlardan binlerce kez razı olsun. Deniz feneri öncü oldu bu konudaşimdi Ankara'da büyükşehir ve yerel belediyeler çeşitli semtlerde şefkat evleri açtı yemek ve barınma ihtiyaçlarını karşılıyorlar bu yerler açılmadan önce hasta yakınları hastahane önünde naylon çadırlar altında kuru ekmekler yiyerek kalıyorlardı öyle manzaralara şahit oluyordumki evimde rahat uyku uyuyamıyordum o insanların dramlarını Kader hanıma anlattığımda duyarsız kalmadılar ve böyle güzelliklere sebet ve öncü oldular Rabbim binlerce kez razı olsun.
 

                                                                                                                                                                                                  Perihan USTA
 

 

 

           DÜNYA

Kurulduğu günden beri böyledir
Biri gülmüş biri bakmış bir dünya
Değişmemiş yine aynı öyledir
Biri yanmış, biri yakmış bir dünya

Kimi yürür ömür boyu düşmeden
Kimi suyu bulur kuyu eşmeden
Bir kaynaktan akan iki çeşmeden
Acı akmış, tatlı akmış bir dünya

Denizleri etrafına taşmayan
Karaların üzerinden aşmayan
Rızk tayini ölçüsünden şaşmayan
Biri aç, biri tokmuş bir dünya

Denk olmamış geliriyle gideri
Eşit değil neşesiyle kederi
İşte böyle insanların kaderi
Bir var imiş, bir yok imiş bir dünya

Diken ile beraberdir her gülü
Hem coşturur hem güldürür bülbülü
İnce ince sırlar ile örtülü
Vefasız az ya da çokmuş bir dünya